5 Nisan 2009 Pazar

Boşa Mı Konuştuk?!

Bugüne kadar başkasında aradım sorunu hep. 'O ne lan öyle?'yle başlayan çemkirmelerim oldu bir sürü. 'Kafası kopsun'a varanlar da olmuştur hatta. Her zaman sadece bir doğru varmış da onu kabullenmeyen insanlar yanlışa düşermiş gibi geldi. Olayları çözümleyerek bulmaya çalıştım kimin haklı olduğunu. İkisinin de haklı olabileceğini düşünemedim. En azından kendilerince haklılardı. Bu bile yetmiyordu o kişiye 'haklı' dememe. Bir tartışmada bir haklı olmalı sanıyordum. Haksız olma ihtimalimi düşünmek bile istemiyordum.

Zaten bir yerden sonra kimse düşünmüyor. Olay birini bir şeye ikna etmekten çıkıyor. Taraflar karşıdakinin tezlerini çürütmeye çalışırken bir yandan da çürütülmesi zor yargı cümleleri arıyorlar. Konunun dışında kalıyorlar. Anlatmak istediklere şeylere yabancılaşıyorlar. Bu da tartışmayı geri dönülmez noktaya taşıyor. Çünkü insanın aklında "Bu neden böyle oluyor hakkaten?" sorusu yerine "Ne desem de susup kalsa?" sorusu olunca durup da "Sen haklısın" diyemez, demez de.

Acaba ben hangi soruyu soruyorum diye düşünüyorum bugünlerde. Galiba ikisini de sorduğum oluyor. Ama kesin cevabı bulana kadar girmeyeceğim tartışmalara. Hele ki "Ne desem de susup kalsa?" sorusu düşerse aklıma ağzımı açmam. "Ben bir düşüneyim bunu" derim ki öyle de demem gerekiyor galiba. Bilemiyorum.

Pusula bana döndü
Düştüm kendi içime
               Gulyabani - Kuyu