22 Kasım 2011 Salı

Öğretmen 3

Kendini, birazdan anlatacağı konuyu bilen nadir insanlardan sanan (ki aslında öyle değil, bölümdeki diğer hocaların gazlaması yüzünden öyle olduğunu sanıyor. Çünkü anlattığı ders dünyanın en gereksiz dersi ve ondan başka kimse anlatmak istemiyor.) öğretmen elektrik enerjisiyle ilgili bir şeyler anlatmak için sınıfa girdiği gibi tüm ışıkları yakmıştı. -Bu arada sınıfta tam olarak 48 adet floresan lamba var.- Saat sabahın 10'u olduğu için sınıftaki herkesin suratında şaşkın bir ifade vardı. Öğretmen de topladığı ilgiden dolayı gururla gülümseyerek "enerji harcayalım da bize olan ihtiyaçları devam etsin" dedi. "Kafan o kadarına mı basıyor zekasız" dedim içimden. Yüksek sesle söyleyemezdim çünkü o öğretmendi; beni dersten bırakabilirdi. Ezik.

26 Ekim 2011 Çarşamba

Şehirlerarası

Babam ve kardeşimle birlikte Yeşilyayla otobüs durağında, yanımda bavullarla, terminal otobüsünü beklediğim dakikalar geldi aklıma. Daha Ankara'ya gitmemiş olmama rağmen artık Ankara'yı özlemiyordum. Çünkü biletim elimde, bavulum yanımdaydı; artık Bursa'ya dönüş için gün saymaya başlayacaktım. Daha yanlarından ayrılmamışken özlemek bambaşka bir duyguydu. Bir sürü hikaye geliyordu aklıma anlatmak istediğim. Yarım kalır korkusuyla hiçbir şey konuşmadan otobüsü bekliyorduk.

16 Ekim 2011 Pazar

Öğretmen 2

Bir gün sıra arkadaşımla bir şeye gülmüştük. Öğretmen de coşku dolu bir şekilde "Neye gülüyonuz bakalım gülüncek bişey varsa söyleyin biz de gülelim" dedi. Kendi yapamıyor tabi espri, bizimkilere yanladı. Ezik.

Öğretmen

Bir gün sıra arkadaşımla bir şeye gülmüştük. Öğretmen de coşku dolu bir şekilde "Neye gülüyonuz bakalım gülüncek bişey varsa söyleyin biz de gülelim" dedi. Sonra ben de ayağa kalkıp anlattım. Tabi hiç komik olmadı. Dedim ki sonradan anlatınca komik olmuyo, yaşamak gerek o anı dedim. Yine de kurtaramadım. Öğretmen yenmişti bizi. Marifet sanki. Zaten karşındaki küçücük çocuk, laf dalaşına niye giriyorsun. Sessiz olun deyip geç işte. Ezik.

5 Eylül 2011 Pazartesi

Su Bardağı

Eğer su doldurmaya giderken hali hazırda yanınızda olan su bardağını almaya üşenirseniz, gidip su şişesiyle dönmek zorunda kalırsınız, ki bu daha zor bir iştir aslında. Gidip yeni bardağa doldurursanız suyu; bu sefer de bulaşık işi çıkar. Kaldı ki eski bardağı da bir şekilde mutfağa götürmek gerek. Tek cümlede anlatsam atasözü olmaya aday.

1 Mart 2011 Salı

I Wish

I'm playing the game
the one that will take me to my end
I'm waiting for the rain
to wash who I am

Infected Mushroom