26 Ekim 2011 Çarşamba

Şehirlerarası

Babam ve kardeşimle birlikte Yeşilyayla otobüs durağında, yanımda bavullarla, terminal otobüsünü beklediğim dakikalar geldi aklıma. Daha Ankara'ya gitmemiş olmama rağmen artık Ankara'yı özlemiyordum. Çünkü biletim elimde, bavulum yanımdaydı; artık Bursa'ya dönüş için gün saymaya başlayacaktım. Daha yanlarından ayrılmamışken özlemek bambaşka bir duyguydu. Bir sürü hikaye geliyordu aklıma anlatmak istediğim. Yarım kalır korkusuyla hiçbir şey konuşmadan otobüsü bekliyorduk.

16 Ekim 2011 Pazar

Öğretmen 2

Bir gün sıra arkadaşımla bir şeye gülmüştük. Öğretmen de coşku dolu bir şekilde "Neye gülüyonuz bakalım gülüncek bişey varsa söyleyin biz de gülelim" dedi. Kendi yapamıyor tabi espri, bizimkilere yanladı. Ezik.

Öğretmen

Bir gün sıra arkadaşımla bir şeye gülmüştük. Öğretmen de coşku dolu bir şekilde "Neye gülüyonuz bakalım gülüncek bişey varsa söyleyin biz de gülelim" dedi. Sonra ben de ayağa kalkıp anlattım. Tabi hiç komik olmadı. Dedim ki sonradan anlatınca komik olmuyo, yaşamak gerek o anı dedim. Yine de kurtaramadım. Öğretmen yenmişti bizi. Marifet sanki. Zaten karşındaki küçücük çocuk, laf dalaşına niye giriyorsun. Sessiz olun deyip geç işte. Ezik.